İçinde uçak olan toplam 49 kelime var. İçerisinde UÇAK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında uçak olan kelimeler listesine ya da sonu uçak ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
kucaktan kucağa, kucaklayıvermek, kucaklayabilmek, kucaklaşabilmek
14 Harfli Kelimeler
kıyıda bucakta, uçsuz bucaksız, kucaklayıverme, kucaklayabilme, kucaklaşabilme, kucaklaştırmak, uçak mezarlığı
13 Harfli Kelimeler
kucaklaştırma, dipli bucaklı
12 Harfli Kelimeler
kucak çocuğu, kucak dolusu, kucak kucağa, tepkili uçak
11 Harfli Kelimeler
Kucaklaşmak, Kucaklanmak, dolmuş uçak, bucak bucak, kucak kucak
10 Harfli Kelimeler
Kucaklaşma, Kucaklamak, Kucaklayış, Kucaklanma, Kucaklanış, dört bucak, köşe bucak, kıyı bucak, ocak bucak
9 Harfli Kelimeler
Kucaklama, Karakucak, Uçaksavar, Derebucak, dip bucak
8 Harfli Kelimeler
Yavrucak, Bucaksız
7 Harfli Kelimeler
Çabucak, Kucakta, Bucaklı, uçaksız, Kuyucak, kuzucak
6 Harfli Kelimeler
uçaklı
5 Harfli Kelimeler
Bucak, Kucak, Bucak
4 Harfli Kelimeler
Uçak
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Bucak
[isim] Kenar, köşe, yer; İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye
""Bunlardan sonra köşede, bucakta, kendi âleminde yaşayan Türkler vardı.""
[isim] Kenar, köşe, yer; İlçelerin, bir müdürle yönetilen bölümlerinden her biri, nahiye
""Bunlardan sonra köşede, bucakta, kendi âleminde yaşayan Türkler vardı.""
Çabucak
[zarf] Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim; Kolaylıkla
""Yatakta çabucak doğruldu.""
Kucaklama
[isim] Kucaklamak işi
Kucaklaşma
[isim] Kucaklaşmak işi
""Bu kucaklaşma fazla sürmedi.""
Kucaklamak
[-i] Kollarla sarıp göğüs üzerine bastırmak; Kucağına almak, kucağında taşımak; İçine almak veya çepeçevre sarmak, kuşatmak
""Onlar, daha fazlasını yaparak sessizce birbirlerini kucakladılar."; "Şaşılacak kadar tatlı, sevimli, nazik eli, elimi kucakladı.""
Kucaklaşmak
[nsz] Birbirini kucaklamak
""İki kardeş özlemle kucaklaştılar.""
Kucaklayış
[isim] Kucaklama işi veya biçimi
Kucaklanmak
[nsz] Kucaklama işi yapılmak
""Büyük bir şefkatle kucaklanmış, hıçkırıklar içinde odadan çıkarıyorlar.""
Kucaklanma
[isim] Kucaklanmak işi veya durumu
Kucak
[isim; sıfat] Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş; Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan; Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç; Ortam, ocak
""Kucağımdaki yavrumla yapayalnız kalmıştık."; "Her çalışmak isteyene kucak açmışlardı."; "Oralar her saldırganlıktan korunmuş Türk kucağı idi."; "On yıl var ayrıyım Kına Dağı'ndan / Baba ocağından, yâr kucağından.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü