İçinde tepe olan toplam 59 kelime var. İçerisinde TEPE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında tepe olan kelimeler listesine ya da sonu tepe ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
tepeden tırnağa, tepeli köstebek, tepeüstü düşmek
14 Harfli Kelimeler
tepeden bakmak, tepeden inmeci, tepe tomurcuğu
13 Harfli Kelimeler
tepeli akbaba, tepeli bülbül, tepeli dalgıç, tepeli toygar, tepeden ayağa
12 Harfli Kelimeler
Tepelemesine, dalga tepesi, hacet tepesi, tepesi atmak, tepeden inme, tepe lambası, tepeli horoz, tepeli patka, tepeli tavuk
11 Harfli Kelimeler
tepesi üstü
10 Harfli Kelimeler
Tepeletmek, Tepelenmek, Tepegözler, tanık tepe, tepe açısı, tepe aşağı, Gürgentepe, Sancaktepe, tepetaklak, tepebilmek, şahit tepe, mıhtepesi
9 Harfli Kelimeler
Tepelemek, Tepelenme, Tepeletme, Tepetakla, dere tepe, tepe camı, tepe üstü, tepelikli, Savaştepe, Aydıntepe, Kızıltepe, tepebilme
8 Harfli Kelimeler
Tepeleme, Tepebaşı, Tepeüstü, Tepebaşı, ada tepe
7 Harfli Kelimeler
Tepecik, Tepegöz, Tepelik, Tepesiz, Boztepe, Maltepe, Kartepe
6 Harfli Kelimeler
Tepeli
4 Harfli Kelimeler
Tepe
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Tepe
[isim] Bir şeyin en üstteki bölümü; Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, hizası; Birinin yanı başı, baş ucu; Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü; Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi; Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri; İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası; Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri
""Pencere önünde dimdik durmuş, kocaman ağaçların tepesine bakıyordunuz."; "Ekşisu'da trenden indikleri sırada güneş tam tepelerindeydi."; "Tepemde durup canımı sıktı."; "Güneş sanki yalnız sizin tepenize ışık ve sıcaklık aksettirmeye çalışıyor."; "Derenin sağ tarafına yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti.""
Tepecik
[isim] Yerden yükseklikleri çok az olan tepeler; Çiçek tozunun konmasına yarayan, çiçeklerde dişi organların ucu
Tepegöz
[isim; sıfat; sıfat] Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç; Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse); Dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen (kimse); Medine kurdunun ara konakçısı, tepegözlerin örnek türü olan küçük kabuklu (Cyclops strenuus)
Tepeleme
[isim; sıfat; zarf] Tepelemek işi; İyice doldurulmuş, taşacak kadar dolu olan; Tepe biçimi verecek veya kenarlarından taşacak kadar
""Ertesi gün öğle vakti, Menderes köprüsündeki köpekleri tepelemeye ant içtik."; "Ortaya konmuş tepeleme dolu sarı mangalın çevresine..."; "İşte Ruhsar! Orada tepeleme yığılmış kitapların yanı başında duruyor.""
Tepelemek
[-i] Ayakları altında ezmek; Bozguna uğratmak, hırpalamak; Kıyasıya dövmek
""Sen ona ilişirsen ben de seni tepelerim.""
Tepelenme
[isim] Tepelenmek işi
Tepeletmek
[-i] Tepeleme işini yaptırmak
Tepeletme
[isim] Tepeletmek işi
Tepelenmek
[nsz] Tepeleme işi yapılmak
Tepeli
[sıfat] Tepesi olan; Başında sorguç, hotoz vb. bir süs bulunan (kuş)
""Tepeli arazi."; "Tepeli tavuk.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü