İçerisinde OKUNMA Geçen Kelimeler

İçinde okunma olan toplam 22 kelime var. İçerisinde OKUNMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında okunma olan kelimeler listesine ya da sonu okunma ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .

Harf Sayısına Göre Kelimeler

15 Harfli Kelimeler

kurşun dokunmak, kanına dokunmak, yararı dokunmak, zararı dokunmak

14 Harfli Kelimeler

dokunma duyusu, arına dokunmak, hayrı dokunmak, içine dokunmak, kalbe dokunmak

13 Harfli Kelimeler

dişe dokunmak

11 Harfli Kelimeler

Dokunmabana

10 Harfli Kelimeler

Dokunmatik, dokunmasız

9 Harfli Kelimeler

dokunmalı

8 Harfli Kelimeler

Dokunmak, Dokunmak, sokunmak

7 Harfli Kelimeler

Dokunma, Dokunma, Okunmak, sokunma

6 Harfli Kelimeler

Okunma

Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)

Dokunmabana

[isim] Kanser

Dokunma

[isim] Dokunmak (I) işi, temas

[isim] Dokunmak (I) işi, temas

Dokunma

[isim] Dokunmak (I) işi, temas

[isim] Dokunmak (I) işi, temas

Dokunmatik

[sıfat] Dokunma ile çalışan (makine)

Dokunmak

[-e; nsz; nsz] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek; Karıştırmak; Almak, kullanmak, el sürmek; Sağlığını bozmak; İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak; İlişkin, ilgili olmak, değinmek; Hafifçe değmek; Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak; Tedirgin etmek, sataşmak

""Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk."; "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."; "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu."; "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."; "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum."; "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."; "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."; "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun."; "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı.""

[-e; nsz; nsz] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek; Karıştırmak; Almak, kullanmak, el sürmek; Sağlığını bozmak; İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak; İlişkin, ilgili olmak, değinmek; Hafifçe değmek; Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak; Tedirgin etmek, sataşmak

""Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk."; "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."; "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu."; "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."; "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum."; "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."; "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."; "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun."; "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı.""

Dokunmak

[-e; nsz; nsz] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek; Karıştırmak; Almak, kullanmak, el sürmek; Sağlığını bozmak; İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak; İlişkin, ilgili olmak, değinmek; Hafifçe değmek; Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak; Tedirgin etmek, sataşmak

""Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk."; "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."; "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu."; "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."; "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum."; "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."; "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."; "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun."; "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı.""

[-e; nsz; nsz] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek; Karıştırmak; Almak, kullanmak, el sürmek; Sağlığını bozmak; İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak; İlişkin, ilgili olmak, değinmek; Hafifçe değmek; Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak; Tedirgin etmek, sataşmak

""Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk."; "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."; "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu."; "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."; "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum."; "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."; "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."; "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun."; "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı.""

Okunma

[isim] Okunmak işi

""Her şairin içinde bir okunma, bir yayılma, bir beğenilme hırsı vardır.""

Okunmak

[nsz] Okuma işine konu olmak; Okunulmak; Belli olmak, açıkça görünmek; Davet edilmek, çağrılmak

""Sokak kapısını çalarken akşam ezanı okunuyordu."; "Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor.""

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü