İçinde koltuk olan toplam 26 kelime var. İçerisinde KOLTUK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında koltuk olan kelimeler listesine ya da sonu koltuk ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
14 Harfli Kelimeler
koltukta olmak, koltuk değneği, koltuk düşkünü, koltuk kavgası
13 Harfli Kelimeler
koltuk çıkmak, koltuk vermek, koltuk kapısı, koltuk takımı, berjer koltuk
12 Harfli Kelimeler
Koltuklanmak, yatar koltuk, armut koltuk, döner koltuk
11 Harfli Kelimeler
Koltukçuluk, Koltuklanma, Koltuklamak, koltuk altı, lüks koltuk, koltuk gözü
10 Harfli Kelimeler
Koltuklama, Koltukbaşı
9 Harfli Kelimeler
Koltukluk
8 Harfli Kelimeler
Koltuklu, Koltukçu, L koltuk
6 Harfli Kelimeler
Koltuk
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Koltuklanmak
[nsz] Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak
Koltuklama
[isim] Koltuklamak işi; Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman
Koltukçuluk
[isim] Koltuk yapma ve satma işi; Yüze karşı övmeyi huy edinme
Koltukbaşı
[isim] Otomobillerde koltuğun sırt bölümünün üstüne takılan ve ani darbelerde boynun veya başın zarar görmesini önleyen başlık
Koltuklanma
[isim] Koltuklanmak işi
Koltuklamak
[-i] Koltuğu altına almak; Koltuğa girmek; Kıvanç verecek biçimde övmek, koltuklarını kabartacak sözler söylemek, pohpohlamak
""Tablolarını koltuklayarak İstanbul'a dönerken, Etimesgut köyünün elektriklerini görmüş."; "Karşıladılar, koltuklayıp içeri aldılar."; "Maşallah da maşallah! Kırk bir kere! Tuh tuh! diyerek karşıladılar; koltuklayıp içeriye, camekâna aldılar.""
Koltuklu
[sıfat] Kol dayayacak yeri olan
""Koltuklu sandalye.""
Koltukçu
[isim] Koltuk yapan veya satan kimse; Eski ev eşyası alıp satan kimse; Koltuk meyhanesi işleten kimse; Koltuğunun altına elbise ve halı atıp sokak sokak dolaştırarak satan kimse; Düğünlerde ev düzenlenmesine yardım edip gelinle damada destek olan kimse; Yüze karşı övmeyi huy edinmiş kimse
""Ertesi cuma günü koltukçular gelip gelin odasını düzeltecekler.""
Koltuk
[isim] Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer; Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye; Eski düğünlerde damatla gelinin eve girerken konuklar arasından kol kola geçmeleri töreni; Yapıcılıkta yan destek; Demirledikten sonra gemiyi iskeleye, rıhtıma veya başka bir gemiye bağlayan ip; Koltuklama veya koltuklanma; Kayırma, destek; Yüksek mevki, makam; Genelev; Mısır ve buğday fidesinin yanlarından çıkan filizler; Kenar, tenha yer
""Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı."; "Ta yan beline kadar gömüldüğü koltuğunun içinden ileriye doğru uzandı."; "Babamız, annemizi gelin geldiği ilk gün şu merdivenin alt başında karşılamış, 'koltuk' yapılmıştı."; "O koltuktan hoşlanmaz."; "Dayısının koltuğunda sırtı yere gelmez."; "Koltuk kavgası."; "Burası Mesut Bey adında bir herifin koltuğudur.""
Koltukluk
[isim; sıfat] Giysinin terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça, subra; Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş)
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü