İçinde kant olan toplam 47 kelime var. İçerisinde KANT bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında kant olan kelimeler listesine ya da sonu kant ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
kantarı belinde
14 Harfli Kelimeler
kantarlı küfür, kantarongiller
13 Harfli Kelimeler
Kızılkantaron, kantar kabağı, çalkantı sacı
12 Harfli Kelimeler
Mavikantaron, Merkantilist, Merkantilizm, Lokantacılık, kantar ağası
11 Harfli Kelimeler
Çalkantısız, Kantarlamak, Kantarcılık, Kantincilik, kantar kolu, kantar topu
10 Harfli Kelimeler
Çalkantılı, Kantoculuk, Kantarlama, Kantitatif, el kantarı
9 Harfli Kelimeler
Kantiyane, Kantariye, Lokantacı, Lokantalı, Kantarlık, Kantçılık
8 Harfli Kelimeler
Çalkantı, Kantarcı, Kantinci, Kantonit, Kantarma, Kantarlı, Kantaron, yakantop
7 Harfli Kelimeler
Kantocu, Lokanta, Kantite
6 Harfli Kelimeler
Kantar, Kantin, Kantat, Kanton, Sekant, Kantçı
5 Harfli Kelimeler
Kanto
4 Harfli Kelimeler
Kant
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Çalkantılı
[sıfat] Çalkantısı olan; Düzensiz, karmakarışık
""Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi."; "Oldukça çalkantılı günler geçirdi, isteklerinin çoğunu gerçekleştirecek zaman bulamadı.""
Çalkantısız
[sıfat] Çalkantısı olmayan
""Çalkantısız deniz.""
Çalkantı
[isim] Deniz ve gölde dalgalanma; Çalkanmış şey; Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp; Coşku; Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum
""Yumurta çalkantısı."; "Lodos rüzgârı es esebildiğine / Dinmesin gönlümdeki çalkantı."; "Beraat etmen büyük çalkantı yaratır basında.""
Kantar
[isim] Ağırlık sıfırken yatay duran bir kaldıraç koluna dik olarak tutturulmuş bir ibrenin sapmasıyla kütleleri tartan araç; Tartılacak kütle alttaki çengele takıldığında sarmal bir yaya bağlı olan ve normal olarak sıfırı gösteren bir okun, yanlarda gösterilmiş ağırlık birimleri hizasına gelmesiyle kütle ağırlığını belirleyen bir tür tartı aleti, el kantarı; Baskül; 56,452 kg ağırlığında veya kırk dört okkalık bir ağırlık ve sığa birimi
""İki kantar kireç.""
Kantarcı
[isim] Kantar yapıp satan kimse; Kantarda tartan kimse; Çarşıya, pazara getirilen şeyleri tartıp vergisini toplayan görevli
Kant
[isim] Şeker ve limonla içilen sıcak su
Kantin
[isim] Kışla, fabrika, okul vb. yerlerde yiyecek ve içecek maddelerinin satıldığı yer; Bu gibi kurumlarda işletilen ve yalnız o kuruma bağlı kimselerin yemek yediği lokanta
Kantiyane
[isim] Kızılkantarongillerden, hekimlikte iştah açıcı olarak kullanılan bir tür bitki (Gentiana)
Kantocu
[isim] Kanto söyleyen kadın
""Tıpkı kantocu bir kız gibi ellerini şakırdatıp omuzlarını titretiyordu.""
Kanto
[isim] Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri; Bu gösteri sırasında söylenen şarkı
""Eski bir dolabın kırık aynası karşısında 'Telgrafın Telleri'ni söyler, kırıta kırıta kanto oynardı.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü