İçinde ağlama olan toplam 75 kelime var. İçerisinde AĞLAMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağlama olan kelimeler listesine ya da sonu ağlama ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
ağzını bağlamak, ağlamaklı olmak, başını bağlamak, dilini bağlamak, haraca bağlamak, hayata bağlamak, gözünü bağlamak, içi kan ağlamak, karara bağlamak, yatağa bağlamak, nafaka sağlamak, sözünü bağlamak, yasaya bağlamak
14 Harfli Kelimeler
ağlamalı olmak, ahenk sağlamak, aylık bağlamak, çaput bağlamak, esasa bağlamak, gönül bağlamak, koçan bağlamak, koşun bağlamak, garaz bağlamak, kemre bağlamak, sayfa bağlamak, yıkama yağlama
13 Harfli Kelimeler
anası ağlamak, dağlama resim, evin bağlamak, kemer bağlama, maaş bağlamak, oyun bağlamak, lafı bağlamak, sözü bağlamak, tane bağlamak, kuşak bağlama, bağlama hattı, Ağlama Duvarı, ağlama duvarı, umut bağlamak, uyum sağlamak
12 Harfli Kelimeler
Bağlamacılık, bel bağlamak, baş bağlamak, bez bağlamak, buz bağlamak, kin bağlamak, yas bağlamak, kül bağlamak, saf bağlamak, yağ bağlamak, yağlama yağı
11 Harfli Kelimeler
et bağlamak, el bağlamak, iç bağlamak, kan ağlamak
10 Harfli Kelimeler
Bağlamalık, ağlamaklık
9 Harfli Kelimeler
Ağlamaklı, Bağlamacı
8 Harfli Kelimeler
Ağlamalı, Bağlamak, Dağlamak, Çağlamak, Sağlamak, Sağlamak, Zağlamak, Yağlamak
7 Harfli Kelimeler
Ağlamak, Bağlama, Dağlama, Çağlama, Sağlama, Zağlama, Yağlama
6 Harfli Kelimeler
Ağlama
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Ağlamak
[nsz; -den; -e] Üzüntü, acı, sevinç, pişmanlık vb.nin etkisiyle gözyaşı dökmek; Ağaç budandığında kesilen yerlerden besi suyu veya öz su akmak; Sızlanmak, yakınmak; Bir duruma üzülmek
""Utanç ve kahırdan, yumruklarını ısıra ısıra bir zaman ağladı."; "Şu kara bahtıma ağlıyorum.""
Ağlamalı
[sıfat] Ağlayacak gibi olan; Acıma duygusu uyandıracak durumda olan
""O içeride kızı dövüyor, biz burada ağlamalı oluyoruz.""
Ağlamaklı
[sıfat] Ağlar gibi olan, üzüntülü
""Çoğu ağlamaklı bu türlü şarkıları aslında sevmediklerini anlamışlar.""
Ağlama
[isim] Ağlamak işi
Bağlamacı
[isim] Bağlama yapan veya satan kimse; Bağlama çalan kimse
Bağlamalık
Bağlamaya yarayan
""Bağlamalık ağaç.""
Bağlamacılık
[isim] Bağlamacının işi veya mesleği
Bağlamak
[-i; -i; -i; nsz; -i; -i; -i; -i; -i] Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak; Düğümlemek; Yara ilaç koyup bezle sarmak; Denk yapmak, paket yapmak; Oluşmak, tutmak, meydana gelmek; Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek; Anlaşma yapmak; Uyulması zorunlu olmak; Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak; Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak; Geçişi engellemek; Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek; Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek; Gönlünü kazanmak; Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak; Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak
""Gemiyi iskeleye bağlamak."; "İpi ipe bağlamak."; "Yarayı bağlamak."; "Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak."; "Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı / Her yüze çiziyordu bir hüzün kırışığı."; "Birine haftalık bağlamak."; "İşleri sözleşmeye bağlamak."; "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır."; "Bu iş beni çok bağladı."; "Bütün yolları bağlamışlar."; "Bu davranışınız beni size bağladı."; "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?""
Bağlama
[isim] Bağlamak işi; Üç çift telli olan ve mızrapla çalınan bir saz; Yapılarda duvarları birbirine bağlayan kiriş, putrel vb
Dağlamak
[-i] Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak; Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmak; Çok sıcak, soğuk veya acı, bir şey, yakmak; Acısı yüreğine işlemek
""Kızgın maşa demirini al da kollarını dağla dese dağlayacakmışım."; "Soğuk yüzünü dağladı. Biber ağzını dağladı.""
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü