İçinde ağız olan toplam 91 kelime var. İçerisinde AĞIZ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ağız olan kelimeler listesine ya da sonu ağız ile biten kelimeler listesine göz atmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu: Kelime Bulma Makinesi .
Harf Sayısına Göre Kelimeler
15 Harfli Kelimeler
ağız kalabalığı, ağız tatsızlığı, ağız açtırmamak, ağızda dağılmak, sigara ağızlığı, ayran ağızlılık, hep bir ağızdan
14 Harfli Kelimeler
ağız kullanmak, yumuşak ağızlı, karı ağızlılık, bayramlık ağız, açık ağızlılık, kalçın ağızlı
13 Harfli Kelimeler
ağızdan ağıza, ağızdan dolma, gevşek ağızlı, karısı ağızlı, şom ağızlılık, ağızdan kapma
12 Harfli Kelimeler
Ağızlıkçılık, ağız birliği, ağız kavgası, ağızsıl ünlü, ağız eğmemek, yayık ağızlı, yarım ağızla, susak ağızlı, ayran ağızlı, çanak ağızlı, ağız tadıyla
11 Harfli Kelimeler
Hayvancağız, ağız dalaşı, ağız dolusu, ağız kavafı, ağız kokusu, ağız nişanı, ağız şakası, ağız tüfeği, ağız tütünü, ağız ünlüsü, açık ağızlı, ağız satmak, ağız yapmak, ağız yaymak, kara ağızlı, karı ağızlı, sıkı ağızlı, ağız ünsüzü, bir ağızdan, ağız kuşağı, ilk ağızdan, ağız atlası
10 Harfli Kelimeler
Ağızlaşmak, Çocukcağız, Yavrucağız, Kadıncağız, ağız etmek, çatal ağız, ilk ağızda, kara yağız, şom ağızlı, yağız doru, ağız ağıza, ağızsızlık, yarım ağız, cancağızım, sarı yağız
9 Harfli Kelimeler
Ağızlaşma, Ağızlıkçı, Ağızlamak, Adamcağız, ağız tadı, sarıyağız, ağız bağı
8 Harfli Kelimeler
Ağızlama, Cancağız, Açıkağız, Buncağız, Kızcağız, Sarıağız, Kağızman
7 Harfli Kelimeler
Ağızdan, Ağızlık, Ağızotu, Ağızsız, Ağızsıl, Ağızcıl
6 Harfli Kelimeler
Ağızlı
5 Harfli Kelimeler
Yağız
4 Harfli Kelimeler
Ağız, Ağız
Bazı Kelimelerin Anlamları (Kaynak: TDK)
Ağız
[isim] Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk; Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü; Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı; Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap; Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı; Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak; Kesici aletlerin keskin tarafı; Bir dilin sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği; Üslup, ifade özelliği; Uç, kenar; Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla dolambaçlı birtakım sözler söyleme özelliği; Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü
""Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."; "Küçük bir ağız."; "Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı."; "Çay ağzı."; "Körfezin ağzı. Yol ağzında."; "Çelik ağızlı, küçük gül makasını kâğıdından çıkardı."; "Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu."; "Ertesi günü bazı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler."; "Topun ağzında. Uçurumun ağzında.""
[isim] Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk; Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü; Kapların veya içi boş şeylerin açık tarafı; Bir akarsuyun denize veya göle döküldüğü yer, munsap; Koy, körfez, liman, yol vb. yerlerin açık yanı; Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak; Kesici aletlerin keskin tarafı; Bir dilin sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği; Üslup, ifade özelliği; Uç, kenar; Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla dolambaçlı birtakım sözler söyleme özelliği; Bir bölge ezgilerinde görülen özelliklerin tümü
""Yusuf Efendi biçareye ağız açtırmıyordu."; "Küçük bir ağız."; "Ağızları kopmuş bir çay takımının arasına gizlenmiş, koyu renkli bir cildi oradan alarak bana uzattı."; "Çay ağzı."; "Körfezin ağzı. Yol ağzında."; "Çelik ağızlı, küçük gül makasını kâğıdından çıkardı."; "Anlaşılmaz, garip köylü ağızlarıyla konuşuluyordu."; "Ertesi günü bazı gazeteler bu haberin bir noktasını yarı resmî bir ağızla tekzip ettiler."; "Topun ağzında. Uçurumun ağzında.""
Ağızdan
[zarf] Sözlü olarak
""Siyasi malumatları hep ağızdan kapma, kulak dolgunluğu şeylerdir.""
Ağızlaşmak
[nsz] İki kan damarı birbiri içine açılmak
Ağızlaşma
[isim] Ağızlaşmak işi veya durumu
Ağızlı
[sıfat] Ağzı herhangi bir biçimde olan
""Dar ağızlı vazo.""
Ağızlık
[isim] Bir ucuna sigara takılan, öbür ucundan nefes çekilen çubuk biçimindeki araç; Nefesli çalgılarda ağza gelen yer; Yemiş küfelerinin üzerine yapraklı dallarla yapılan kapak; Kuyu bileziği; Su tesisatında su alıp vermeye yarayan vanalı uç; Hayvanın ısırmasına, zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri vb. kafes; Dokumacılıkta çözgünün açılıp kapandığı ve içinde mekiğin geçtiği yer; Telefon vb. cihazlarda ağza yaklaştırılan bölüm; Bir şeyin başladığı yer; Huni
""Kiraz, bilir miydi ki günün birinde tütün diye bir ot çıkacak ve insanlar bunu içmek için dallarını kesip kesip ağızlık yapacak?""
Ağızlıkçı
[isim] Ağızlık yapan veya satan kimse
Ağızotu
[isim] Topları ateşlemek için falyaya konulan ve barutun patlamasına sebep olan madde
Ağızsız
[sıfat] Ağzı olmayan; Yumuşak huylu, sessiz
Ağızsıl
[sıfat] Ağızla ilgili
Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü